Türkiye’nin en çok konuşulan ekonomik göstergelerinden enflasyonun başka boyutları da var. Bunlardan birisi, hiperenflasyon. Hiperenflasyon nedir, nedenleri ve sonuçları neler, tarihteki örnekleri nerede, nasıl meydana geldi?
Kısaca açıklamak gerekirse yıllık enflasyonun yüzde 200’ü aştığı durumlar “hiperenflasyon” olarak adlandırılıyor.
Enflasyon kendi içinde de kategorilere bölünüyor. Her ekonomi için çok büyük bir düşman ve tehdit olan enflasyonun tamamen olmaması istemiyor. O yüzden bazı ekonomistler enflasyonun yüzde 0-4 arasında, bazıları ise 1-3 arasında olması gerektiğini söylüyor. Buna, “ılımlı enflasyon” deniyor. Ekonominin devam etmesi, talebin var olması için düşük bir enflasyon makul görülüyor.
Yüzde 5-10 arasındaki enflasyon değerleri “yüksek enflasyon” olarak adlandırılıyor. Bu enflasyon oranı, ekonomiye zarar veriyor ve piyasa dengelerini bozabiliyor. Yüzde 10 ve yukarısındaki enflasyon oranları ise “çok yüksek enflasyon” olarak tanımlanıyor.
Çok yüksek enflasyonun sınırı tartışmalı ancak genel kabul gören oran yüzde 200. Yüzde 200’den sonraki enflasyon oranlarına hiperenflasyon deniliyor.
Enflasyon nedir?
Hiperenflasyonun nedenleri
Hiperenflasyonun en önemli nedenlerinden biri, parasal genişleme. Merkez bankalarının siyasi iktidardan bağımsız olmadığı ülkelerde para politikasını çoğu zaman hükümet belirler. Böyle bir durumda hükümet, piyasayı canlı tutmak ve maaşları ödeyebilmek için piyasaya bolca nakit para sürer. Para arzının artışı da enflasyonu tetikler, bunun önüne geçilmezse hiperenflasyon olur.
Talepteki artış da hiperenflasyona neden olabilir. Bir ülkede üretim, talebe yetişemezse ürün fiyatları çok fazla yükselebilir.
Ülkedeki yönetim sorunları, siyasi krizler ekonomik olarak beklentileri kötü bir noktaya götürebilir. Kötü beklentiler, ülkeye ve para birimine güvensizlik, ülkeyi hiperenflasyona sürükleyebilir.
Yanlış uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle para biriminin değer kaybetmesi, ithalatta maliyet artışına sebep olacağı için hiperenflasyona sebep olabilir.
Dünyadan hiperenflasyon örnekleri
Bu sayıların hepsinin korkunç göründüğünün farkındayım. 15 saatte bir, fiyatların ikiye katlandığını düşünün, çok kötü bir durum. Şöyle hayal edelim: Sabah ekmek almak için bakkala gittiniz. Ekmek 5 Türk Lirası (TL) ve ülkenizde günlük enflasyon yüzde 207. Ertesi sabah ekmek almak için yeniden bakkala gittiniz. Bu sefer ekmek, 10,35 TL olmuş. Ertesi sabah bir kere daha gittiniz ve evet, ekmek 21 TL’yi geçmiş.
Böyle bir ekonomide nasıl hayatta kalabilirsiniz, daha doğrusu ilk ne yaparsınız? Evet, stok.
Ekmeğin 21 TL olduğunu gördüğünüz an, cebinizdeki bütün parayla ekmek almak istersiniz. Çünkü biliyorsunuz, yarın çok daha pahalı olacak. Bu korkunç talep patlamasının sonucunda ne oluyor? Evet, yine bildiniz. Fiyatlar daha hızlı yükseliyor.
Hiperenflasyona fotoğraflı örnekler
Sayısal verileri verdik ve bence her şey yeterince açıklayıcı ama yine de bu tarz durumlarda fotoğraflar çok önemli olabiliyor. O yüzden hiperenflasyonu anlatan en iyi fotoğrafları şöyle sıralayabiliriz:
Tabii, bu kadar sıfıra rağmen Türkiye’de resmi enflasyon hiçbir zaman yüzde 200’ü aşmadı. O yüzden Türkiye’nin bu paraların dolaşımda olduğu yıllarda hiperenflasyon yaşadığını söyleyemeyiz.
Mansa Musa hikâyesi
Yazıyı bitirmeden önce, konuyla birebir bağlantılı olmasa da sizlere çok sevdiğim bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Bu hikâye için “tarihin ilk hiperenflasyonu” desek sanırım ki yanılmış olmayız.
Hikayemizin başkahramanı: Mansa Musa.
Mansa Musa, dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanı. Bugün bile onun sahip olduğu servete ulaşabilen biri yok. Bazı kaynaklara göre, Mansa Musa’nın serveti 400 milyar dolar civarında olsa da onun zenginliğinin günümüzdeki karşılığını tam olarak bulmak epey zor. Bu zenginliğini de büyük oranda kralı olduğu Mali’nin zengin altın madenlerine borçlu.
Mali Krallığı’na 1312–1337 yıllarında liderlik yapan Mansa Musa, aynı zamanda son derece inançlı bir Müslüman. Bu sebeple Musa, 1324-1326’da yapacağı, iki yıl sürecek hac yolculuğu planladı. Musa bu doğrultuda bir kervan hazırlattı.
Mansa Musa, yıllar süren hazırlıktan sonra 60 bin kişilik kervanıyla hac için yola çıktı. Bu yolculukta Musa’ya 12 bin köle eşlik ediyordu. Kervanda yer alan 80 devenin her birine 300 libre (yarım kilogram) altın yüklendi.
Musa, 1324 Temmuz’da Mısır’a ulaştı. Mısır halkına karşı cömert davranan Musa, yanındaki altınları, değerli eşyaları dağıttı. Dönemin Mısır sultanına “Merhaba” demek için 40 bin dinar gönderdi. Sultanın komutanını da unutmayan Musa, ona da 10 bin dinar hediye etti.
Musa cömertliğini, kendinin ve halkının zenginliğini göstermek isterken, Kahire’de altının değerinin düşmesine neden oldu. Altın, gümüş dirheme göre yüzde 20 değer kaybetti. Öyle ki, Mansa Musa’nın ziyaretinden 10 yıl sonra Kahire’ye giden gezgin İbn Battuta, ekonomik sıkıntıların hâlâ sürdüğünü söylemiştir. Mansa Musa’nın ziyaretiyle beraber Mısır’da tam 12 yıl süren “altın resesyonu” dönemi başladı. Altının değer kaybı, Mısır pazarında ciddi bir enflasyona neden oldu. Musa, hac dönüşü yaptığı fazla harcamaları kendi kervanının dönüşünü finanse edebilmek için ödünç alarak sebep olduğu hiperenflasyonu telafi etmeye çalıştı.
留言